4 Kasım 2009 Çarşamba

OYSA HERKES ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ

Herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime.
Kimi bir bakış ile yapar bunu kimi dalkavukça sözlerle.
Korkaklar öpücük ile öldürür,yürekliler kılıç darbeleriyle.
Kimi gençken öldürür sevdiğini kimi yaşlı iken.
Şevhetli ellerle boğar kimi,kimi altın'dan ellerle.
Merhametli kişi bıçak kullanır çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi yeterince sevmez, kimi fazla sever... kimi satar kimi de satın alır.
Kimi gözyaşı döker öldürürken,kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini ama herkes öldürdü diye ölmez...

Divane Aşıklar(Zannedenler)!!!

Yıllarca emek verilen, kendiğimizi adadığımız onca şeyler vardır belkide. Neye ne kadar emek vermiş isek değeri de o kadardır aslında. Aşk denilen şeyde bununun gibidir. Kaldıki ilk görüşde aşk diye bir şey olduğuna inanan biride değilimdir. Bu olsa olsa bir hoşlanmadır karşı cinsden. Ya da biraz daha daraltalım aşık olunulduğu sanılan kişiden. Aşk öyle hemencecik yaşanabilen birşey de değildir zaten. Aşk için emek lazımdır. Aşk için değer vermek vardır. Verilen her emek bizim emek verdiğimiz şaye daha çok bağlanmamıza sebep olmaktadır. Bundan doğal bişeyde yoktur. Kaldı ki böyle olunca insan değerli bir şeyini kaybetmek istememekttedir. Oysa kısa zamanda elde edilen değerlerin kaybını umursamayız bile çoğu zaman. Zaten emek verilmemiştir ki bir deder de taşımamaktadır. Bir anlık hevesti der geçeriz. Niye! emek vermedik ki zaten. Oysa yıllarımızı verdiğimiz değerler vardır. İşte onları kaybetmek varya insanın en son istediği şeydir belkide, Ya da hiç istemeyceği bir durum. Hani sen ilk görüşte aşık olmuştun. hani aşklar hep aynıydı. Niye birini kaybedince sadece boşver zaten başlamımıştı bile diyosun. diğerinde ise yılarını verdiğin için yıkılıyosun. Sorarım niye. Hani aşklarının bir farkı yoktu. hani hepsi aynıydı. Değil işte sende gördün. Aşk denilen şey tutulmaktır zaten. Bağlanmaktır o şeye. Bu şey sadece karşı cins de değildir. tutulmak öyle şeydir ki neye daha çok emek verirsen ona tutulursun. bu bir insan olmak zorunda da değildir.